“Kartal yuvası” için Türkiye’de ilk kez bu boyutta “radom” üretildi
30.11.2024- Hava trafik kontrol radarını dış etkilerden korumak için Türkiye’de bugüne kadar yerli imkanlarla yapılmamış bir mühendislik çalışması gerçekleştirildi.
İngilizce “radar” ve “dome” kelimelerinin birleşiminden oluşan radom kelimesiyle adlandırılan yapılar, antenleri dış dünyanın etkilerinden korumak için kullanılıyor. Radomlar, içlerinde barındırdıkları radarların performansını etkilemeden bunu yapmak için özel bir yapı ve mimaride şekillendiriliyor.
Türkiye’de bugüne kadar çeşitli ihtiyaçlar için farklı boyutlarda radom çalışmalarına imza atıldı. CES İleri Kompozit ise sahip olduğu yetenekleri kullanarak bugüne kadar Türkiye’de üretilmeyen boyutlarda bir radoma imza attı.
CES Özel Kompozit Uygulamaları Satış Direktörü Doç. Dr. Veysel Alankaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bunun Türkiye’de şimdiye kadar bu boyutlarda üretilmemiş bir yapı olduğunu söyledi.
Teknoloji olarak daha ufak ölçeklerde, daha farklı platformlar için gerçekleştirilmiş ürünler olsa da ilk defa 62 fit çapında bir radom yapısının CES tarafından yaklaşık 540 gün süren bir sözleşme kapsamında tamamlandığını belirten Alankaya, temmuzda kurulumu tamamlanan radoma performans testleri, son kontroller yapıldığını ifade etti. Alankaya, “Radomumuz eş değerlerinin çok daha ötesinde yüksek performansla şu anda Hava Kuvvetlerimizin hizmetinde.” dedi.
Fotoğraf: Arif Hüdaverdi Yaman/AA
Bu yapının teknik ve teknolojik zorluklarına işaret eden Alankaya, bunun hem dalga yayılımı hem radyo frekanslarının davranışının modellenmesi, bununla beraber lamine kompozit bir yapının, bütünleşik bir yapının yük altındaki davranışının doğru analiz edilmesi gibi birden çok disiplinin bir arada doğru kullanılması gerektiğini dile getirdi. Alankaya, “Ortaya en nihayetinde böylesine mükemmel, herhangi bir yapısal dayanım elemanı olmadan kendi kendini bütünleştirerek ayakta tutabilen, yapısal dayanımını tamamen kendi geometrisinden ve kendi panel yapısından alan bir yapıyı çok uzun süreli bir emek ve ileri seviye mühendislik analizleri sonrasında ürettik.” diye konuştu.
Türkiye’de şimdiye kadar bu tarz radom ihtiyaçlarının tamamen yurt dışı firmalardan sağlanmasının bu teknolojiyi hedef almalarının bir diğer nedeni olduğunu vurgulayan Alankaya, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çünkü CES İleri Kompozit olarak asıl amacımız her zaman öncelikle ordumuza, ülkemize dünyanın en ileri teknolojisiyle, en kaliteli ürününü sağlayıp ardından bu ürünü dünyaya ihraç edebilmek. Üretiminin büyük bir kısmını ihraç eden bir firmayız, kendi ordumuza, kendi ülkemize verdiğimiz ürünlerimiz de dünya kalitesi seviyesinde. Böyle bir yapıda fark ettik ki tamamen bütün ihtiyaç yurt dışından sağlanıyor. Evet birçok handikapı, problemi var. Multidisipliner bir bakış açısıyla incelemek, yaklaşmak gerekiyor sistemlere. Fakat bizim bu kabiliyetlerimiz mevcut. Bunları neden bir araya getirip ülkemize faydalı olacak bir ürüne dönüştürmeyelim diye düşündük.”
Testlerin ardından CES’in çok büyük üretim altyapısını kullanarak çok kısa zamanda toplam 119 panelden oluşan RADOM’u ürettiklerini anlatan Alankaya, bu süreçte uykusuz çok geceler, acabalar olduğunu, A, B, C, D, E planları yapıldığını söyledi. Alankaya, “Bilgisayar benzetimlerinde öngörüldüğü gibi sahada da yapı bütünleşti ve yapısal dayanımını sağladı. Performansını Hava Kuvvetlerimiz test etti ve gayet memnun kaldıklarını dile getirdiler. Dünya pazarında da bu ürünün karşılığını bulacağını biliyorum. Şu andaki tek hedefimiz de olabildiği kadar yurt dışında bu ürünü farklı müşterilerimiz için geliştirebilmek, satabilmek ve ordumuzun ihtiyacı olan bu tür sistemlerde dünya standartlarının da üzerinde ürünleri kendilerine sunabilmek.” ifadelerini kullandı.
“Kartal yuvasına” 14 tırla taşındı
Radarların, hava trafiğini kontrol eden araçların çevresel şartlar altında performanslarını kaybedebildiklerine dikkati çeken Alankaya, kar, dolu, yağmur gibi doğa olayları karşısında da performans düşüşü yaşayabildiklerini, kullanım ömürlerinin azalabildiğini söyledi.
Radomların bütün bu çevresel şartlardan koruyacak şekilde radar çevresinde bir hazne oluşturduğunu bildiren Alankaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fakat radarın performansını da azaltmaması gerekiyor. Yani hem radar açık havada çalışıyormuş gibi rahat sinyal gönderebilmeli, sinyal alabilmeli, aynı zamanda da çevredeki bütün buz, kar, dolu, rüzgar, yağmur gibi doğa olaylarından etkilenmemeli, korunmalı. Radom tam olarak bunu yapıyor. Bulunduğu yerler maalesef bizim işimizi çok zorlaştırıyor. Çünkü kendi aramızda ‘kartal yuvası’ diye tabir ettiğimiz çok uç, ulaşımı zor, dik ve dar yollarla çok uzun saatler tırmanarak gidilen yerlerde bu radarlar pozisyonlandırılıyor doğal olarak. Çünkü açık alanda ne kadar yüksekte olurlarsa menzilleri ve gördükleri, takipleri o kadar çok artıyor. Bu radomu da kurduğumuz yer oldukça sarp, yaklaşık 1800 metre rakımda, daracık yollardan gidilen bir mevziydi. 14 tır yavaş yavaş, çok ağır hareketlerle, büyük sandıkları oraya götürdüler. Çok titiz davranarak, orada sandıklar indirildi, tırların manevraları yapıldı, alan boşaltıldı. Gerçekten de daha kurulum aşamasındayken rüzgarla, fırtınayla, yoğun yağmurla hem malzeme hem ekip tanışmaya başladı.
Şöyle de komik bir şey oldu, radonumuzu kurduk ve kabul heyetinin gelip sızdırmazlık testini yapmasını bekliyoruz. Beklerken çok şiddetli yağmur yağıyordu ve korkunç bir fırtına vardı dışarıda. İçeri gittik baktık, radom mükemmel, içerideki atmosferde hiçbir sıkıntı yok. Fakat yine de ertesi gün güneş altında su sızdırmazlık testimizi bağımsız olarak tekrarladık.”
“Bir elin parmaklarını geçmiyor”
Veysel Alankaya, radomların çok farklı ölçülerde yapıldığına işaret ederek, “Bu büyüklüğe çıktığınızda dünyada yapabilen firma sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Avrupa’da 1-2, Uzak Doğu’da 2, bir tane de Kuzey Amerika’da firma var. CES bu boyutta radom yapabilen 6. firma olarak pazara girdi. Bundan sonrası kalite standartlarının yükseltilmesi. Ürünümüz şu anda dünyadaki eş değerlerinin arasında birinci sırada olmasa da ikinci sırayı çok rahat alacaktır. Performansı ile diğer 3-4 firmanın çok çok önüne geçecektir. Yüksek kaliteli ürünler yapıyoruz.” dedi.
Alankaya, maliyet etkin ürünler sundukları için hem global markette hem de yurt içinde tercih edildiklerini dile getirdi.
Radomun büyüklüğünü çeşitli yapılarla kıyaslayan Alankaya, “Radomun çapını 18,5 metre olarak düşünürsek Boğaz Köprüsü’nün üçte biri yüksekliğinde. Ortalama 7-8 katlı bir apartman yüksekliğinde diyebiliriz. Çok ufak yapılar değil. Çünkü içlerinde çok fazla ekipman, aksesuar, cihaz bulunduruyorlar. O yüzden de bu kadar büyük bir yapının dışarıdan destek, taşıyıcı unsurlar olmadan kendi kendine bütünleşmesi ve ayakta durması gerçekten kolay bir mühendislik değil.” diye konuştu.
Hedef dünya pazarları ve ihracat
CES İleri Kompozit Genel Müdürü Selçuk Şentürk de 2017’de cirosunun yalnızca binden 2’sini ihracattan karşılayan şirketin, 2024 itibarıyla bu oranı yüzde 60 civarına çıkardığını bildirdi.
Aynı süre içerisinde yüzde 29,65 CAGR (Bileşik Yıllık Büyüme Oranı) ile büyümeyi istikrarlı bir şekilde devam ettirdiklerini vurgulayan Şentürk, şunları kaydetti:
“CES, yurt dışı yatırımları ve bölgesel işbirlikleriyle hem ihracatını artırmakta hem de Türkiye operasyonu için iş alanını genişletmektedir. Türkiye’nin ilk yerli radom projesiyle bu alanda global bir aktör olarak kendini konumlandıran CES, çözümlerini uluslararası alanda pazarlamak için gerekli girişimleri başlatmış ve üretim alt yapısı ve kapasitesini de bu yolda geliştirmeye başlamıştır. Hali hazırda Ankara Malıköy’de 2 aktif fabrikası ve 35 bin metrekare üretim alanına ek olarak aynı bölgede 3. bir fabrika yatırımını hızlandırma kararı almıştır. Yeni fabrikanın tamamlanmasıyla toplamda 70 bin metrekare üzerinde bir imalat alanına sahip olacaktır.
Teknoloji, mühendislik, çeviklik, kapasite ve çözüm portföyümüze güveniyoruz. Bunların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan radom çözümleriyle yurt dışı pazarlarda kısa sürede önemli oyuncular arasına girmeyi hedefliyoruz.”