Dolar 35,1889
Euro 36,7328
Altın 2.974,21
BİST 10.018,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Çok Bulutlu
İstanbul
9°C
Çok Bulutlu
Cts 8°C
Paz 10°C
Pts 10°C
Sal 11°C

Erzincanlı kadın girişimci Demirbüken’in ata buğdayını topraktan sofraya ulaştıran girişimi

Erzincanlı kadın girişimci Demirbüken’in ata buğdayını topraktan sofraya ulaştıran girişimi
30 Kasım 2024 20:30
23
A+
A-

30.11.2024- Erzincanlı kadın girişimci arkeolog Gizem Demirbüken, kentte ürettiği ata buğdayı karakılçığı, devletin hibe desteğiyle açtığı fırın sayesinde sofralara ulaştırıyor.

İstanbul’dan dönüp Altınbaşak beldesinin Büyük Kadağan Mahallesi’ndeki köyüne geçen yıl yerleşen 34 yaşındaki Demirbüken, ata buğdayı karakılçığı topraktan sofraya ulaştırma hedefiyle girişimde bulundu.

İlk olarak bir tanıdığı vasıtasıyla elde ettiği ata buğdayını, babasına ait tarım arazisine geçen yıl sonbaharda ekip üretimine başlayan Demirbüken, bu yılın ağustos ayında hasadını yaptığı mahsulü yöredeki su değirmenlerinde öğüttü.

Ata buğdayını sofraya ulaştırmak isteyen Demirbüken, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığından (KOSGEB) aldığı hibe desteğiyle fırın kurdu.

Anadolu’nun geleneksel buğday çeşitlerinden biri olan ve zengin besin değeri, doğal yapısıyla dikkati çeken karakılçıktan 3 farklı ekmek üreten Demirbüken, girişimiyle ata buğdayını tek elden üretip sofraya ulaştırma başarısı gösterdi.

“Bu bir eve dönüş hikayesi”

Kadın girişimci Gizem Demirbüken, AA muhabirine, girişiminin aslında bir “eve dönüş” hikayesi olduğunu söyledi.

Büyükşehirlerdeki geçim sıkıntısı nedeniyle hemen herkesin doğup büyüdüğü topraklara dönmek istediğini ifade eden Demirbüken, şöyle konuştu:

“Döndüğüm evimin yanında bir şey üreterek, bunu da kaliteli bir şekilde yapıp, tüm dünyaya satabileceğimizi göstermek, ülkemizde insanların daha mutlu, daha güvende olduklarını göstermek istedim. Arkeoloji okuduktan sonra zaten şunu biliyorum, uğruna savaşın yapıldığı bu topraklar, inanılmaz değerli ve bu topraklar medeniyetin beşiği. Dünyada beklenen bir gıda krizi var. Bunu ben söylemiyorum, açın bütün haber kanalları bunu söylüyor. O yüzden bütün hikayeyi bir araya toplayıp, bu çerçevede bakıp ülkemizde buna göre hareket etmeliyiz. Köyünde arazisi olan, evi olan bütün genç arkadaşlarımın köye dönmesini istiyorum.”

Demirbüken, getirdiği ata buğdayı tohumlarını memleketinde ektiğini ve yüksek verim aldığını belirterek, daha sonra devlet desteğiyle fırın kurduğunu dile getirdi.

“Ürettiğimiz ekmek bence altın külçesi değerinde”

Fırında günlük yaklaşık 300 ekmek ürettiğini anlatan Demirbüken, “Küçük ölçekli bir işletmeyiz ancak çok değerli bir şey üretiyoruz. Ürettiğimiz ekmek bence altın külçesi değerinde çünkü insan sağlığı için o kadar değerli. Şimdilik başlangıç olarak üç çeşit ekmek çalıştık. Raf ömrü 7 gün, buzdolabına koyduğunuz zaman 6 ay sonra çıkarıp ısıtıp tüketebilirsiniz. Bu buğday, geçmişten geliyor ve şu an hiçbir teknolojinin yapamadığını, insan sağlığı için yapabiliyor. Unun içindeki glüteni parçalıyor ve bizim için sağlıklı aminoasitlere dönüştürüyor. Bu müthiş bir şey. Şu an hiçbir inovatif teknoloji bunu yapamıyor.” diye konuştu.

Ata buğdayından ürettikleri ekmeğin faydalarından bahseden Demirbüken, şunları kaydetti:

“Unumuzu da su değirmeninde üretiyoruz. Su değirmeni bu işlemi yaparken, buğdayı öğütürken unu yakmıyor. Bu da bize inanılmaz bir yoğunluk veriyor ve lezzetinde fark ediyor. Ben ata tohumlarımızdan bir seçki yaratıp bütün mutfak girdilerini üretebildiğimiz bir hikaye hayal ediyorum ve bunun da finalde restoranlaştığı, gidip hem tadına baktığınız ve ürünü satın alabildiğiniz bir hikaye olsun istiyorum. Yine finalde yine bu markanın yurt dışına satılabildiği günleri hayal ediyorum. Bunu yapmak çok zor değil.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.