Çek Hükümlüleri Denetimli Serbestlik İstiyor
COVID- 19 sebebiyle cezaevinden çıkan 120 bin hükümlüden 100 bininin denetimli serbestlikten yararlanarak cezaevine geri dönmeyecekler. Buna karşılık 20 binin üzerindeki karşılıksız çek hükümlüsü ise bugün gece yarısına kadar cezaevine geri dönecekler.
15.08.2023- Bu durumdaki hükümlüler, “Diğer hükümlülerde olduğu gibi biz denetimli serbestlikten yararlanabilsek, dışarda çalışarak borçlarımızı ödeyebilirdik. Hapse girince ödeme imkânından tamamen mahrum kalıyoruz” diyerek itirazlarını ortaya koyuyorlar. 2018 yılındaki büyük şirketlere konkordato hakkı verilmesiyle, bu şirketlere iş yapan, ürün satan KOBİ’ler zorda kaldı. Ödemelerin aksaması sonucunda birçok KOBİ’nin çeki yazıldı, birçok işletme sahibi çek hükümlüsü olarak hapis cezası aldı.
Şu anda bu durumda hapse gireceklerin sayısının 20 bin olduğunu açıklayan çek hükümlüleri, bekleyen çek dosyalarıyla birlikte bu sayının 100 bini bulabileceğini ve aşabileceğini iddia ediyorlar.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Birimi’nin 2022 yılı karşılıksız çek verileri de bunu ortaya koyuyor. 2022 yılında 20.6 milyar lira tutarında karşılıksız çek verilmiş, sonra bu çeklerin ancak 3.5 milyarlık bölümü ödenmiş, 17.1 milyarlık bölümü ödenememiş. Bu rakamlar da çek hükümlülerinin 20 bin sayısının 100 bine çıkabileceği açıklamalarını doğrular nitelikte.
Ekonomik kararlar alınırken, bir iyileştirme yapılırken, yaratabileceği zararlar da düşünülerek mağdur olabilecekler için adımlar atılması gerekir.
2018 yılında çıkarılan konkordato düzenlemesiyle büyük firmaların borçlarını ödeme konusunda rahatlatılması sağlanırken, onlara iş yapan, alacaklarını tahsil edemeyen KOBİ’ler düşünülmemiş. Onların çeklerinin karşılıksız çıkması sonucunda hapis cezaları alabilecekleri hesaba katılmamış.
Şimdi diğer hükümlüler denetimli serbestlikten yararlanıp dışarıya çıkarlarken, çek hükümlülerinin yeniden hapse girmeleri bana göre adaletli bir durum değil. Ayrıca borçlarını ödemelerine de imkân yaratmayan bir sonuç içeriyor. Söylediğim gibi bir iyileştirme kararı alınırken, zarara uğrayabilecek olanlar da düşünülmeli… Bu olay bize bir kez daha bunu hatırlattı.
Osman Arolat-Nasıl Bir Ekonomi